BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ MESSE EGİTİM SEMİNERLERİ
Eğitmen Zeynep TURA
ZAMANIN İYİ KULLANILMASI
ZAMAN ZAMANDIR!
Sekreterlerin
büyük bir kısmına tanınan süre içinde bitirebileceğinden fazla iş verilir.
Başarılı bir sekreter bu süre içinde yapması gereken "en önemli işi"
bitirir ve kalan zamanda da (eğer kalırsa) diğer işleri önem sırasına göre
tamamlamaya çalışır.
Verilen
işler arasından hangisinin en önemli olduğuna karar verebilme yeteneği etkin ve
becerikli bir sekreteri diğer meslekdaşlarından farklı kılan en önemli
etkendir. Önemli olan bir diğer nokta da "en önemli iş" bitene kadar
başka işlerle ilgilenmemektir. Verilen süre içinde bitmelerine çok az kalmış 4
iş yapmanız hiçbirşey yapmamış olduğunuz anlamına gelir! Bitmesine az kalmış
(yani yarım yamalak) 4 iş yerine bitmiş 2 iş çok daha fazla makbule geçer.
Zaman
hakkında söylenmiş bir takım sözcüklere bakalım:
"Zamanın
fazlası kesinlikle olmaz."
"Zaman
hemen yokolur ve saklanamaz."
"Zaman
yerine yenisi konamayan belki de tek şeydir."
"Zamanın
yerini alabilecek başka birşey yoktur. "
Bunun
bilincinde olan başarılı sekreter eğer kendisine verilen sayısız görevin
altından başarıyla kalkmak istiyorsa kendi zamanını en iyi şekilde idare etmeyi
bilmeli ve zamanın onu yönetmesine asla izin vermemelidir.
Bu
nedenle sekreter, zamanını nasıl kullanacağını planlamalıdır.
ZAMANIMIZI NASIL KULLANACAĞIMIZI PLANLAMAK
Plan
yapmak ve o planı uygulamak bazılarına diğerlerinden daha kolay gelir. Bazen de
zaman sınırlaması olan işleri hemen tamamlar ve önemli işleri de kolayca
halledersiniz. Öyle ki bir plan yapmanıza gerek kalmaz. Ancak herşeye rağmen
zamanınızı planlamak kendinize daha fazla zaman ayırabilmek anlamına gelir. Bu
nedenle başarılı olabilmek için zamanınızı planlamak zorundasınız. Zamanınızı
verimli bir şekilde kullanabilmek için yapacağımız planlamada takip etmemiz gereken
bir kaç yol vardır:
1.
Öncelikle kendimize "Benim işim nedir?" sorusunu sormalıyız. İşe
başlarken size yapmanız gereken işlerin bir tanımlaması yapılmıştır. Buna göre
sorunun cevabını bulabilirsiniz.
2.
İşinizde yapmanız gerekenleri şu başlıklar altında listelemeye çalışın:
* gelen mektup ve evrağın okunması ve tasnifi
* telefon etmek ve gelen telefonların
cevaplanması
* ziyaretçilerin karşılanması
* günlük işlerin ve randevuların
koordinasyonu
* toplantılara katılmak
*
dosyalama ve arşivleme işleri
* gerekli bilgilerin edinimi ve düzenlenmesi
vs.
3.
Bu listeyi daha da uzatmaya, örneğin 10 ana başlık oluşturmaya çalışın.
4.
Bu işleri tamamlamanız yaklaşık ne kadar sürer, hesaplamaya çalışın.
5.
Kendiniz için yapmanız gerekenleri sıralayabileceğiniz bir zaman çizelgesi
oluşturun ve bunu bir hafta boyunca kullanarak işlerinizi bitirmek için
harcadığınız vakti ayrıntıları ile yazın.
Bir
haftanın sonunda 3 ile 4'ü karşılaştırın ve tahmini zamanlama ile gerçek
zamanlama arasında ne kadar fark olduğunu görün. Tahmini süreler ile gerçek
süreler arasındaki fark çok fazla ise o işler için harcadığınız süreleri
azaltmak için uğraşmanız gerekir.
İŞLERE ÖNCELİK VERME:
Bir
günde veya belirli bir süre içinde bitirmeniz gereken işler varsa, bu işleri
öncelik sıralarına göre sıralamada fayda vardır.
Öncelik
sıralaması yapabilmek için kendimize şu soruları sormalıyız:
1. Bu iş için ne kadar zaman harcamalıyım? Bu,
bize işin önem derecesini verir.
2. İş ne kadar bitmek zorunda? Bu da bize işin aciliyetini gösterir.
Öncelikle en acil işleri ele almalısınız (istemeseniz bile).
Bir
işin önemli mi yoksa acil mi olduğuna nasıl karar veririz?
* Bu sorununun cevabını verebildiğimizde
zamanımızı iyi yönetmeye başladık demektir.
* Bir işin belirli bir süre içinde
tamamlanması gerekiyorsa o iş acildir. Sürenin sonuna yaklaştıkça da işin
aciliyeti artar.
* Bir işin büyük ya da uzun vadede etkileri
olacaksa ya da bizim değer verdiğimiz birşeyle ilgili ise (örneğin ileriye
dönük planlarımızı etkileyecek birşey), o iş önemli'dir.
ŞİMDİ
KENDİ GÜNLÜK İŞLERİNİZ ARASINDA NELERİN ÖNEMLİ, NELERİN ACİL OLDUĞUNU
LİSTELEYİN...
_________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Eğer
ACİLİYET ile ÖNEM'i birleştirecek olursak aşağıdaki gibi bir tablo çıkar:
A AZ ÖNEMLİ C
ÇOK ACİL
AZ ACİL
B ÇOK ÖNEMLİ D
"A"
BÖLGESİNDEKİ İŞLER GENELLİKLE ÇABUK VE BASİT OLUR. Çok acil olabilirler ama çok
önemli değildirler.
"B"
BÖLGESİNDEKİ İŞLER CAN ALICIDIR. Bunların hem önemli hem de acil işlerdir ve bu
işler bitene kadar bir alarm durumundan bahsetmek mümkündür.
"C"
BÖLGESİNDEKİ İŞLER GENELLİKLE VAKİT KAYBINDAN BAŞKA BİRŞEY DEĞİLDİR. Ne önemli
ne de acil olan işler listenizin en sonunda yer alabilirler. Hatta listenizde
hiç yer almasalar daha iyi olur. Bu işlerin neden
listenizde
olduğunu düşünün. Acaba bu işlerden zevk mi alıyorsunuz yoksa bir zamanlar önemliydiler
ancak artık önemleri kalmadı mı?
"D"
BÖLGESİNDEKİ İŞLER ÖNEMLİDİR ANCAK ACİL DEĞİLDİR. Bunun anlamı bu işlerin henüz
plan safhasında olduğu ve "B" bölgesine gelebilmeleri için onlara
biraz daha vakit ayırmanız gerektiğidir. Bir örnek vermemiz gerekirse, bu
öğleden sonra verilmesi gereken bir rapor gelecek yıla ait tahmini satış
grafiğinin hazırlanmasından daha önemlidir. ANCAK rapor rutin haftalık
raporlardansa ve sizin hedeflerinize herhangi bir katkısı yoksa, ACİL olmasına
rağmen ÖNEMLİ değildir. Bu nedenle bu işi başkasına devredebilir ya da ona
sadece yarın saat ayırabilirsiniz.
ŞİMDİ
GÜNLÜK İŞLERİNİZ ARASINDA HANGİ İŞLERİN HANGİ GRUBA GİRDİĞİNİ BELİRLEYİN...
Acil
* Telefona bakmak
* Amirimiz çağırdığında yanına gitmek.
* Acil
yetiştirilmesi gereken mektuplar,
fakslar ve postalama işleri.
*
Önemli:
* Yıllık
Faaliyet Raporlarını hazırlamak
* Toplantılar için gerekli ayrıntılı notları
üst makama doğru olarak
iletebilmek.
* Verilen notları en iyi şekilde alarak, yine
aynı şekilde iletmek.
* İlgili konularına göre tasnif ederek kolay
bulunabilecek şekilde saklamak.
TELEFONLA ARAYANLAR VE ARANMASI GEREKENLER
1 Gün boyunca aramanız gerekenlerin listesini
çıkarın ve aradıkça listeden işaretleyin.
2. Birisini aramadan önce yapacağınız konuşma
ile ilgili tüm kağıt, evrak ve belgelerin
el altında olmasını sağlayın.
3. Eğer gerçekten son derece önemli bir işle
uğraşıyorsanız ve gelen telefonlara
ayıracak vaktiniz yoksa telefonlara cevap verme görevini bir meslekdaşınıza
devredin.
4. Bir meslekdaşınızda konuşmak için
ofisinizden ayrılmak yerine telefonla konuşmayı
tercih edin.
5. Elinizdeki telefon rehberine (PTT rehberi,
sizin rehberiniz ve patronunuzun
rehberi) tüm değişiklikleri kaydedin. Değişen adresleri, telefon
numaralarını asla bir kağıt parçasının üzerine karalamayın.
VAKİTSİZ GELEN ZİYARETÇİLER
Eğer
gelen ziyaretçi sizin arkadaşınızsa ve vaktiniz yoksa, konuşmayı kısa kesin ve
gerçek anlamda çok meşgul görünün. Bu, ziyaretçinin amansız geldiği hissine
kapılarak bir an önce gitmesini sağlayacaktır. Büro elemanlarından birisi
sizinle sohbet etmek için gelmişse, nazikçe o anda müsait olmadığınızı
belirtin. Şunu söylemeyi deneyebilirsiniz:
"Kusura
bakma, ama şu anda konuşabilecek durumda değilim, saat ....'da gel, o zaman
sohbet edebiliriz."
Eğer
konu gerçekten önemliyse ziyaretçiniz verdiğiniz saatte gelecektir. Önemli
değilse gelmez ve sizin de vaktiniz boşa harcanmamış olur.
Gelen
ziyaretçi patronunuzu görmek istiyor ve randevusu yoksa, patronunuza haber
vermelisiniz. Patronunuz onu bekletmenizi isterse ziyaretçinin oturmasını
sağladıktan sonra birşeyler için içmeyeceğini sorup sıkılmaması için el altında
bulundurduğunuz dergi ve gazeteleri sunarak kendi işinize dönebilirsiniz.
MÜMKÜNSE İŞLERİ BAŞKALARINA HAVALE EDİN
Eğer
şirketinizin daktilo servisi varsa ya da sizin astınız olarak çalışan birisi
varsa, yapılması gereken işlerin genel ve vakit alıcı olanlarını (özellikle
daktilo edilmesi gereken mektup, yazı, rapor, çektirilmesi gereken fotokopiler,
aranması gereken belgeler vs.) onlara devredin. Ancak şunları unutmayın:
1. Yapılması gereken işler hakkında ayrıntılı
talimatlar verin.
2. İşi tamamlayabilmeleri için gereken tüm
bilgileri verin.
3. Verdiğiniz işin altından kalkabilecek
yetenekte olduklarından emin olun.
ZAMANINIZI VERİMLİ VE İTKİN KULLANMANIZDA YARDIMCI
OLABİLECEK BİRKAÇ İPUCU
* Tamamlamanız
gereken asıl işlerinize engel olmayacak ve karışmayacak şekilde, listenize bir kaç ufak işi de ekleyin. Bir
kaç dakika boş vaktiniz olunca
bu işleri de tamamlayabilirsiniz. Örneğin, beklediğiniz kişi geciktiğinde
ya da büyük ve önemli bir işi iş gününün bitmesine 15-20 dakika
kala bitirdiğinizde.
* Yapmanız
gereken telefon görüşmelerini gruplamaya ve peşpeşe yapmaya çalışın. Böylece vakitten
kazanırsınız.
* Bazı
işlerin tamamlanabilmesi birkaç kişiye bağlıdır. Bu nedenle, işin size düşen kısmını hemen tamamlamaya
çalışın. Böylece başkalarını bekletmemiş
olursunuz.
* Beklenmedik
bir takım sorunların ortaya çıkabileceğini düşünerek programınızı esnekliğe izin verecek şekilde
hazırlayın.
İLETİŞİM YÖNTEMLERİ
İLETİŞİM NEDİR?
İletişim
genel olarak düşüncelerin bir kişiden diğerine ya da bir akıldan diğerine
aktarılmasıdır. Yaşamın sürebilmesi için başarılı iletişim şarttır. Eğer şirketin
başarılı olması, rakipleri arasıda yükselmesi isteniyorsa başarılı iletişim bir
zorunluluktur. Büro içi iletişim işlerin gidişatı konusunda bilgi edinmek ve
elemanların neler yaptıklarını, işlerin hangi aşamasında olduklarını görmek
gerekir. Büro dışı iletişim ise dış dünyayla temas kurma yoludur. Her iki
durumda da (iç ve dış), iletişimi sağlayacak çeşitli yöntemler ve aygıtlar
mevcuttur.
Kişisel Düzeyde İletişim
Başarılı
iletişim için bazı becerileri ve bilgileri edinmelisiniz. Bunlar:
- açık düşünme
- anlaşılır konuşma
- tepkisel konuşma isteğine karşı koyabilme
- iyi dinleme
- anlaşıldığından emin olma
- başarılı iletişimiengelleyebilecek
etkenleri tanıma
- mantık
- tutarlılık
- zamanlama
- uygun sözcük seçimi
- geri besleme alabilme
- açık ve tutarlı bir şekilde yazma
- teknolojinin sağladığı kolaylıkları anlama
ve uygulama
- uygun teknik destek sistemlerinin çalışma
şekillerinden haberdar olmalıdır.
İletişimi Başarısız Kılan Etkenler
Kullanılan
yöntem ne olursa olsun, iletişimi yapan kişi ile alan kişi arasında herhangi
bir engelin bulunması iletişimi başarısız kılacaktır. Örneğin, eksik yazılmış
bir adres, mektubunuzun gitmesi gereken yere ulaşmasına ya da bozuk ve
okunamayan bir el yazısı mektubunuzun anlaşılmasına engel olur. Aynı şekilde eğer
iletişimin yapıldığı hatta herhangi bir şekilde parazit varsa ya da
dinleyiciler konuşmacıyı duyamıyorlarsa iletişim başarısız olur.
İletişimi engelleyici faktörler şunlardır:
- alışık olmadık aksanlar
- alışık olunmayan ya da fazla teknik
sözcüklerin kullanımı
- dikkat dağıtıcı fiziksel hareketler
(bedensel dil)
- geçmişteki tatsız deneyimler
- eğitim ve kültür seviyelerindeki fark
- konu hakkında önyargılı olmak
- dinleyicilerin sadece duymak istediklerini
duyacaklarını gözardı etmek
- gereksiz tekrarlar
- iki ile ikiyi toplayıp beş elde etmek.
Bu
faktörlerin herhangi birinin varlığı iletişimi ciddi ölçülerde engelleyecektir.
SÖZLÜ İLETİŞİM
Büro
elemanları vakitlerinin büyük bir kısmını diğer çalışanlarla yüzyüze konuşarak,
telefonda konuşarak ve toplantılara katılarak geçirirler. Birşey söyleyecekleri
zaman düşünüp, dikkat ettiklerinde ve diplomatik davrandıklarında, başkalarını
daha kolay etkiler ve müşteriler ve meslekdaşları ile daha iyi ve daha kolay
ilişkiler kurabilirler.
Sözlü
iletişim, konuşma ve dinleme becerilerini içerir. Bir mesajın başarılı bir
şekilde iletilebilmesi ve alınabilmesi için her ikisi de şarttır. Dinleyici
üzerine düşeni yapıp dikkatle dinlediği halde konuşmacı yanlış bir mesaj
iletirse ilitişim başarısız olur. Bunun tam terside mümkündür. Eğer mesajı
ileten kişi üstüne düşeni yaparak mesajını anlaşılır ve doğru bir şekilde
iletir, buna karşılık alıcı dinlemezse iletişim başarısız olur. Bu nedenle
başarılı bir iletişim için her iki taraf da dinlemeye ve konuşmaya hazır olmalıdır.
Avantajları:
- doğrudan iletişim kurma imkanı
- hızlı
- iki-yönlü
- anında geribesleme
- mevcut herkesin katılabilme imkanı
- anlık tepkilerden doğabilecek yaratıcılık
Dezavantajları:
- yazılı iletişimin gizliliğine sahip
değildir.
- konuşulanların bir kayıdı yoktur.
- çok kişinin bulunduğu ortamlarda
tartışmaları kontrol etmek güçleşir.
- spontane davranışlar kötü, yanlış
anlaşılmalara neden olabilir
- bir fikri tam anlamıyla savunmak zordur
(ayaküstü düşünmek)
Sözlü iletişimi iki ana kısma ayırabiliriz:
* kişiler
arası
* telefon
ile
Kişiler Arası İletişim
Yüz-yüze
iletişim hemen her gün, her an karşılaştığımız bir durumdur. Her tür görüşme,
brifing, iş ile ilgili tartışmalar ve direktif verirken ya da istekte
bulunurken kişiler arası iletişimde bulunuruz. Bu etkili, ancak vakit alıcı bir
iştir. Kişilerle yüz-yüze konuşurken şunlara dikkat etmek gerekir:
* sözcük
seçimi
* ses
tonu
* mimikler
Mesaj
alır veya iletirken gözönünde bulundurulması gereken bazı önemli noktalar
vardır. Bunları mesaj alırken ve mesaj iletirken diye ikiye ayırabiliriz.
Mesaj Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
- dinlemeye hazır olun - kendinizi konuşanın
söylediklerini anlamaya "ayarlayın"
- doğal ve rahat olun ama büroda
bulunabilecek başka kişilerin dikkatinizi dağıtmalarına
engel olun
- mesajın önemli noktalarını yakalayabilecek
şekilde dinleyin
- dinlerken mesajın anlamını kavramanızda
yardımcı olacak anahtar sözcükler,
ifadeler üzerinde konsantre olun
- konuşmacıya bakarak ve onu dinlediğinizi
göstererek dikkatinizi ona verdiğinizi
gösterin
- sabırlı bir dinleyici olun ve karşı taraf
söyleyeceklerini bitirmeden lafını kesmeyin
- dikkatinizi söylenenler üzerinde
yoğunlaştırın - böylece herhangi birşeyi kaçırmamış
olursunuz.
- ileride bazı detayları, örneğin telefon
numaralarını, adresleri ve isimleri hatırlamanız
gerekecekse bunları mutlaka size söylendiği sırada not edin - ayrıca aktarılan bilginin
önemli maddelerini de not etmeniz faydalı olur
- anlamadığınız ya da açık olmayan birşey
kalırsa mutlaka sorun
- konuşmacıya sözlü ya da açık olmayan
birşey kalırsa mutlaka sorun
- konuşmacıya sözlü ya da sözsüz bir tepki
verin, örneğin küçük bir gülümseme
ya da hafif bir baş sallama gibi, böylece konuşmacı sizin onu dinlediğinizi
anlar.
Mesaj İletirken Dikkat Edilmesi Gerekenler
- konuşmaya başlamadan önce düşüncelerinizi
toparlayın - söylemek istedikleriniz
ile ilgili bir plan yapın
- mesajınızı mantıklı ve açık bir şekilde
iletin
- basit, kesin ifadeler kullanın ve gereksiz
laf kalabalığını bir kenara bırakın
- uygun ses tonunda, hızda ve yükseklikte
konuşun
- konuşurken nazik ve düşünceli olun
- söylediklerinizi kesinlikle tekrarlamayın
ve konunun özünden uzaklaşmayın
- dinleyicinizle iyi bir ilişki kurun ki
mesajınızı almaya istekli olsun
- dinleyicinizin mesajınızı anladığından
emin olun
- düşündüklerinizi söyleyin ve
söylediklerinizde de ciddi olduğunuzu belirtin!
Telefon İle İletişim
Telefon
ile iletişim sıralamada yüzyüze iletişimden sonra gelir ancak doğru yapıldığı
zaman iki birey arasındaki mektuplaşma ihtiyacını tamamen ortadan kaldırır.
Anında geri-besleme sağlar ve doğru kullanı-lırsa son derece ekonomik olur.
Ayrıca mimikler ve yüz ifadelerini de saklamaya gerek kalmaz (tabi ses tonunu
kontrol altında tutmak şartı ile).
Telefonlu
iletişimde başarılı olmak konuşmacının tutumuna bağlıdır. Kendinden emin bir
ifade, etkileyici bir ses tonu ve açık bir anlatım sayesinde birçok iş kolayca
halledilebilir. Telefona cevap vermek de aramak kadar önemlidir çünkü siz o
anda firmanızı temsil ediyorsunuz ve sizin ilk andaki tavrınız ve konuşma
şekliniz arayan kişide firmanız hakkındaki ilk izlenimi vereceksiniz.
Sekreterin gözüyle iyi bir yönetici nasıl olmalı?
- Sekreterler kadar yöneticiler de
"Yönetici sekreter" dönemine hazır olmalı,
yeni sekreter tipini benimsemeli.
- Yönetici beyin olarak iş yerinde altyapıyı
hazırlamalı, kendisine yardımcı olan
sekreterini teknolojik olarak güçlendirmeli.
- Randevulu çalışmalı, zaman ayarlamalarında
sekreterine güvenmeli.
- Sekreterini takdir etmesini bilmeli, sekreterine
onun yokluğunda çektiği sıkıntıyı
hissettirmeli.
- Maddi yönden sekreterini tatmin etmeli.
- Sekreterinin sorunlarıyla ilgilenmeli.
- Sekreterinden fazla iş isteyen yönetici,
onun büro otomosyonunu da sağlamalı.
- Seyahatlerinde iyi bir yolculuk yapmak
isteyen yönetici, sekreterine zaman
ve maddi olanak sağlamalı.
- Sekreterine maddi ve manevi olarak yetki
tanımalı.
- Yönetimde düşünen tek bir beyin yerine iki
beyin olması, herzaman için farklı
düşüncelerin ortaya çıkmasına olanak verir. Yönetici, sekreterine güvenmeli ve
yetkilerini onunla paylaşmalı, düşüncelerini almalı. Böylece
işyeri verimliliğinin artmasına da katkı sağlanacaktır.
- Sekreter işyerinin vitrinidir, sosyal bir
değerdir. Yönetici, verimlilik açısından
bunu kabul etmeli.
- Yönetici, sekreteriyle karşılıklı
oluşabilecek psikolojik sorunlara zemin hazırlamamalı.
Sekreterlerin gözüyle iyi bir sekreter nasıl olmalı?
- İşini sevmeli, kendine güvenmeli, saygılı
olmalı.
- Konularıyla içli-dışlı olmalı, sistemli
çalışmalı, bilgisini geliştirmeli.
- Etkili araştırmalarıyla karar verme
yeteneğini geliştirmeli, işyeri verimliliğinin
yüksek düzeye çıkarılmasında yöneticisine yardımcı olmalı.
- Ser verip sır vermemeli, üretken ve
yaratıcı olmalı.
- Sosyal yaşamında uyumlu olmalı, kişisel
sorunlarını işyerine ve yöneticisine
yansıtmamalı.
- Yöneticisiyle arasında gelişebilecek veya
oluşabilecek karşılıklı psikolojik sorunlara
zemin hazırlamamalı.
- Anlayışlı olmalı. Anlayıştan uzak,
mütevazi olmayan bir sekreter, yönetici
ile uyumlu olamaz, yaratıcılıklarını ortaya koyamaz.
- Gelişen teknolojiyi yakından izlemeli.
- Kişiliğinden ödün vermeden kendini kabul
ettirmesini bilmeli.
- Bakan değil, gören bir göze sahip olmalı,
ayrıntılara inmeli ve gözden kaçırmamalı.
- Modanın esiri olmadan kendine yakışan
kıyafetler seçmeli.
- Sahip olduklarının kıymetini bilmeli.
- Geleceği düşünmeli ve planlar yapmalı.
- Başkalarının görüşlerine önem vermeli.
- Bir işe başlamadan önce alabildiğince öğüt
almalı.
- Bol bol okumalı, güncel olayları ve
haberleri izlemeli.
- Meslekle ilgili yayınları takip etmeli,
yeniliklere açık olmalı.
- Her türlü soruya detaylı cevap vermeli.
YETENEK VE GÜCÜN VERİMLİ OLARAK KULLANILMASI
1. Elinizdeki makinaları bakımlı ve çalışır
durumda tutun.
2. Zamanı iyi kullanın.
3. İlişkilerine önem verin.
4. Planlama yapın.
5. Beklenmedik aksilikleri hesaba katın
6. Sorumlulukları yerine getirin.
7. İlgili, meraklı ve dikkatli olun.
8. Konsantre olmayı bilin.
9. Saygı ve sevginin önemini asla unutmayınız.
Performans = YETENEK X Motivasyon
Allah vergisi değil, sıkı eğitim.
İlgi + Sevgi + Sorumluluk + Bakım + Saygı
(İş
verimliliğini arttırıyor).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder