YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI
VEYA SEKRETERLİK
YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI
VEYA SEKRETERLİKTE BİLİMSELLİK
Bilgi çağı, insanları
bilinçli olmaya, bilimsel çalışmaya zorluyor. Her meslekte bilimsel bir tavır
şart. Yönetim, bilim olarak ele alınıp çeşitli disiplinlerden yararlandırılıyor
ve işletme yönetiminde sosyoloji, psikoloji, ekonomi, istatistik vb. gibi
disiplinler yönetim işlevi için kullanılıyor.
Yönetim çarkı
içerisinde çok önemli görev ve sorumlulukları olan, yöneticisinin sağ kolu ve
etkili bir çalışma arkadaşı olarak gördüğümüz sekreterin de yukarıda sözü
edilen bilinçli çalışma ve bilimsel bir tavırla hareket etmesi şarttır.
Sekreterlik hizmetleri
artık yalnızca telefonlara bakmak ve verilen yazıları yazmak değildir. Böyle
bir sekreterlik hizmeti bizim anladığımız ve anlatmaya çalıştığımız
sekreterliğin çok gerisinde kalmıştır. Biz bugün sekreterliği bir “meslek”
olarak görüyor ve çeşitli bilimlerden yararlanması gerektiğini savunuyoruz. Bu
bilimler neler olabilir?
Her şeyden önce
sekreter, insanlara iyi iletişim kurabilmesi ve insanları anlama, onlara
yardımcı olma açılarından bakıldığında iyi bir psikolog gibi davranmalı, sosyal
konularda duyarlı, mantıklı ve insanlararası köprü görevini yapabilecek bir
kişilikte olmalıdır; bu da onun davranış bilimlerini iyi bilmesi ve bu
konularda iyi yetişmiş olmasını gerektirir.
İkinci alan dil
bilimleridir. Her insan kişisel başarısını ve gelişmesini ancak diliyle
kazanır. Çünkü dil bir düşünce sistemiyle birlikte kullanılması gereken bir
mekanizmadır. Bildiklerini ve fikirlerini etkili bir şekilde karşısındakilere
aktarmada tek araç dildir. Bu yüzden sekreter, yazılı ve sözlü iletişimde Türk
dilini iyi bilmeli, yazıları düzenleme ve yanlışları düzeltme bilgi ve
becerisinde olmalıdır. Bunun yanı sıra yabancı dil de bilmesi önem taşır.
Üçüncü alan arşiv
bilimleridir. Evrak yönetimi dediğimiz, kuruluşa gelen ve kuruluştan gönderilen
tüm evrakın kaydı, işlemlere alınması, dosyalanması, arşivlenmesi gibi işlerin
belli bir sistemde ve düzenli bir şekilde yapılması alanıdır. Bu konularda da
sekreterin bilgi sahibi olması son derece önemlidir. Zira bir evrak iyi
dosyalanmamışsa ve eğer yönetici aradığında onu bulamıyorsa burada sekreterin
suçu büyüktür.
Yönetim bilimlerine
vakıf olmalı:
Diğer bir disiplin,
yönetim bilimleridir. Bugün işletme yönetimi okumak bir zorunluluk haline
gelmiş, mühendislik eğitimi görenler bile işletme-yönetim ve organizasyon gibi
alanlarda bir üst eğitim ihtiyacı duyar olmuşlardır. Sekreter, yönetimin –
özellikle - fonksiyonlarını çok iyi bilmelidir. Planlamayla başlayan,
örgütleme, yürütme, koordinasyonla sürdürülen ve kontrolle biten yönetim
işlevlerinin her aşamasını kendi işlerine uyarlamalı ve yöneticisinin çalışma
düzenine böylece destek vermelidir.
El becerileri
açısından bakıldığında teknik bilimleri görüyoruz. Sekreter, birçok büro
makinesini kullanmayı bilmenin beraberinde, teknolojik gelişmelere paralel
olarak sürekli kendini geliştirmek ve yeni makinelere uyum sağlamak zorundadır.
Çünkü teknik gelişmeler başdöndürücü bir hızla olmaktadır. Sekreter çağın
gerisinde kalmamak için yeni makine ve gereçlerin kullanılışlarını öğrenmeli,
gerekiyorsa eğitimden geçmelidir. Makineleri kullanmak kadar onları korumak ve
hatta gerektiğinde satın alma esaslarını önerebilmek görevleri arasındadır. Bu
yüzden araştırmacı bir yapıda olmalı, piyasadaki makineler hakkında bilgi
toplamalıdır.
Son olarak
ekleyebileceğimiz bilimsel alan ekonomi ve ticarettir. Yoğun ticari
faaliyetlere sahne olan iş hayatında; ticari bilgi ve ekonomik bakış açısı
muhakkak ki insana çok şeyler kazandıracaktır, bu durum sekreteri de çok
yakından ilgilendirir. Zaten bu amaçla sekreterlik yüksek okullarında kapsamlı
bir şekilde ekonomi, hukuk, vergi, muhasebe, ticari bilgi ve belgeler gibi
dersler okutulmaktadır.
Bütün bu konulardaki bilgilenme
ve birikim, sekreterlik mesleğini icra edenlere belli bir formasyon sağlayacak
ve meslek deneyimle pekiştirilecektir.
Unutulmamalıdır ki;
hiçbir şey “bilgi” ye duyulan saygı kadar etkili ve kalıcı değildir.
KAYNAKÇA : Öğr. Gör.
Gülbin Göral
Marmara Üniversitesi
Sosyal Bilimler
Meslek Yüksek Okulu
SEKRETERLİK DÜNÜŞÜYOR
Netaş Genel Müdürü
Tanju Argun'un yönetici sekreterliğini yapan Perihan Yazıcı, şirketlerin
bilgisayarlaşması ve orta kademe yöneticiliğin ortadan kalkmasıyla sekreterlerin
de kabuk değiştirerek yönetime katıldığını söylüyor
Bugüne kadar ekonomiye
yön veren bir çok işadamı ve yönetici ile söyleşi yaptık. Ancak onlarla
aramızdaki sıcak iletişimi sağlayan, hep geride duran bir başka güç daha vardı.
Bu güçler sekreter ve yönetici sekreterlerdi. Sekreterler bizlerle işadamları
arasındaki köprü olduğu kadar, işadamlarının da şirket içinden şirket dışına
kadar iletişimini sağlayan kişilerdi. Bu hafta da yöneticinin arkasındaki
"gücü" konuk edelim dedik. Netaş Genel Müdürü Tanju Argun'un yönetici
sekreteri Perihan Yazıcı ile sekreterlik ve asistanlık kavramlarının
algılanması, sekreterlik mesleği hakkındaki yanlış düşünceler ve bir yönetici
sekreterinin görevleri konusunda konuştuk.
Sekreterlik nerede
bitiyor, asistanlık nerede başlıyor?
- 50'li yıllarda
sekreterlik kolejleri kuruldu. 60'lı yıllarda sekreter olarak sarışın güzel
hanımlar ortaya çıktı. Daha sonra kadın hareketleri başladı, 1980'li yıllarda
teknolojik gelişmeler oldu ve bilgisayarlar devreye girdi. Dünyada 4 milyon
sekreter işini kaybetti. Telefona bakmak, randevuları ayarlamak artık yeterli
değildi. 1990'lı yıllarda şirketlerin küçülmesi, orta kademe yöneticilerin de
ortadan kalkmasıyla asistanlık doğmaya başladı.
Sekreterler neden
kadındır?
- Kadınların daha duyarlı
olmasından. Kadınlar beyinlerinin her iki yanını dengeli bir biçimde
kullanıyorlar. Sekreterlik mesleği çok fazla duyarlılık gerektiriyor, belki de
bundan.
Bir asistan sekreterin
günlük işi nedir? Siz ne yaparsınız?
- Sabah gelip ajandayı
kontrol ediyor, o gün yapılacak işlere bakıyorum. Günü planlayabilmek için
Tanju Bey'den erken gelmeyi tercih ediyorum. Çıkmadan önce de ertesi günü
gözden geçiriyorum. Asistan olabilmek için sistematik yaklaşım lazım. Tanju
Bey'le gündemi birlikte belirliyoruz. Tanju Bey'in toplantısı varsa toplantıya
giriyor. Toplantı sırasında her dakika onun yanına girer, her şeyi ona
sorabilirim. Aramızda bir takım çalışması var. Biz genel müdürümle bir ekibiz.
O bir liderdir, ben de onun destek elemanıyım. İşin gerektirdiği her şeyi
yaparım. Bir projeyi başlatmak gerekirse o projeyi başlatırım.
Tehlike anında karar
verici olabiliyor musunuz?
- Evet. Kesinlikle.
Halk arasında
sekreterlik küçümseniyor. Neden küçümseniyor? Neden küçümsenmemesi lazım?
- Kesinlikle
küçümsenmemeli. Bu, sekreterliğin imajından kaynaklanıyor. 60'lı yılların süs
bebeklerinden kaynaklanıyor. Günümüz insanları bunun küçümsenmeyecek bir meslek
olduğunu bilmeliler. Ben sekreterliği kendime meslek edinmişsem ben kendime
saygı duyarım. Çevremdekilerin de saygı duymasını beklerim. Yönetici olmakla
sekreter olmak arasında bir fark yok. Kişinin önce kendisini yönetmesi lazım.
Eğer kendinizi yönetemezseniz, hiç birşeyi yönetemezsiniz. Her insan
yöneticidir, her insan lider olmalı.
Yöneticiler ve
liderler hep ön plandadır, onlar görülür, ama asistanlar ve ikinci üçüncü
adamlar hep geri plandadırlar. Siz kendinizi bir "Külkedisi" gibi
görüyor musunuz?
- Hayır. Hiç öyle
görmüyorum. Biz paylaşan bir ekibiz. Ben kendimi arka planda hiç hissetmiyorum.
Biz destek elemanıyız. Liderimiz hedefine ulaştıkça, şirket kültürüne doğru
yürüdükçe, siz de onunla birlikte yürüyorsunuz. Siz de gelişiyor, onunla
birlikte bundan faydalanıyorsunuz.
Nereye kadar
gelişeceksiniz? Gelişmek hedefi yakalamak mı?
- Sonu yok. Kısa ve
uzun vadeli planlarım benim her dönemde olmuştur. Bugün benim burada işim
biterse, ben yarın ne yapacağımı biliyorum. Hedefim sürekli gelişmek. Yeni bir
kavram olan yönetici asistanlığını geliştirmek, insanlara tanıtmak. Hedefim
yönetici asistanlığını yaymak.
Hiç genel müdürünüzün
düğmesini diktiniz mi?
- Evet. Gördüğüm zaman
düğme de dikerim.
Yönetici asistanlarına
meslekleriyle ilgili ne gibi tavsiyelerde bulunacaksınız?
- Önce hedeflerini
saptasınlar. Nereye gitmek istediklerini belirlemezlerse hiç bir zaman oraya
ulaşamazlar. Buraya varmak için gelişmeye açık olmaları lazım. Bulundukları
yerde kalmak mı istiyorlar, görevlerini genişletmek mi istiyorlar, yeni
teknoloji, yeni çalışma metotları, yeni yetenekler, gelişmeye açık olan
alanların geliştirilmesi için yeni sorumluluk, yeni kariyer planlaması mutlaka
yapmak zorundalar. Yöneticileriyle ve çevreleriyle sürekli iletişim içinde
olsunlar. Karşı tarafın yerine kendilerini koyarak davransınlar. Nasıl
ulaşabileceklerini, nasıl bir yardıma ihtiyaçları olduğunu, kimlerden destek
alabileceklerini, ne tür problemlere girebileceklerine, bunu nasıl
aşabileceklerine, yöntemlerine dikkat etsinler. Kendilerini tanısınlar, kendi
yeteneklerini keşfetsinler, kendi modellerini kursunlar, kendi motivasyonlarını
kendileri yaratsınlar. Başkalarının kendilerine bir şey vermesini
beklemesinler.
Artık sekreterlik
kavramı kalkıyor mu?
- Çok hızlı bir
değişim yaşıyoruz. Sekreterlik kavramı yavaş yavaş kalkacak. Çünkü insanlar
sekreterlik kelimesinden rahatsızlık duyuyorlar. Sekreter yerine asistan
kavramı girerse, farklı olacak. Bir asistanın alacağı sorumluluklar bir yönetim
kadrosunun en üst düzeyindeki bir profesyonelliktir. Kavram olarak değil, görev
olarak da aynı mı?
- Şirketlerimiz
değişimi yakalarsa o zaman sekreterlikten asistanlığa geçiş daha hızlı olacak.
Ülkemizdeki yöneticilerin bir çoğu değişime açıklar. Bir çok detaylardan
kurtulacaklar, daha stratejik olabilecekler. Bunu anladıkları zaman bize daha
kolay yaklaşıyorlar. Sadece asistanları değil, yöneticileri de bu konuda
eğitmeli.
Tanju Argun nasıl bir
patron?
- Sürekli gelişen,
dinamik, çağdaş, temel değerleri olan, her türlü iletişime açık, hür türlü
eleştiriyi kaldırabilen liderlerden birisi. Kolay bir lider değil. Onun çıtası
sürekli yükseliyor, biz de ona doğru koşmamız lazım. O koşarken siz yürürseniz
ona yetişemezsiniz. Bu kadar dinamik, bir insanla çalışmanın sorumluluklarını
bilmekteyim. Tanju Bey'le çalışmak hem kolay, hem zor. Biz profesyoneliz,
profesyonel çalışıyoruz. Ben şanslıyım, çünkü Tanju Argun gibi sürekli
gelişmeye açık, toplam kaliteyi uygulayan bir insanla çalışıyorum, bu benim de
gelişmemi sağlıyor.
Perihan Yazıcı kimdir?
Netaş Genel Müdürü
Tanju Argun'un asistan sekreterliğini yapan Perihan Yazıcı, daha önce
İngiltere'de catering ve süpermarket işi yapan bir firmanın yöneticiliğini
yaptı. Türkiye'ye döndükten sonra Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü'nde dış
ilişkiler bölümünde uzman olarak çalıştı. 1984'te Northern Telecom'da yönetim
asistanı olarak görevine başladı. 1986'da genel müdürün yönetici asistanı oldu.
Halen bu görevini sürdürüyor. Şirket içinde ve üniversitelerde yönetim ve
yönetici asistanlığı konularında seminerler veriyor. Yazıcı, Hacettepe
Üniversitesi Fransız Filolojisi mezunu. İngilizce ve Fransızca biliyor.
KAYNAKÇA : Zehra GÜNGÖR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder